
ERKEN MÜZİK DÖNEMİ(9.YÜZYIL ÖNCESİ)
Müziğin çok eski bir geçmişi olsada ilk dönemlere dair bilgiler azdır; çünkü müzik önce sözlü gelenekle ve doğaçlama olarak aktarılmıştır. Zamanla katolik manastırları müziğin gelişiminde önemli bir merkez haline gelmiş ve dini metinlerin tek sesli şekilde söylediği gregoryen ilahileri ortaya çıkmıştır.

ORTAÇAĞ VEYA GOTİK DÖNEM(9.İLE 14.YÜZYILLAR)
11.yüzyılda müzik notasyonunun geliştirilmesi, melodilerin ilk kez yazılı olarak kaydedilmesini ve nesiller boyunca aktarılmasını şağladı.kilisenin ihtiyaçları nedeniyle erken dönem yazılı müzikler çoğunlukla tek sesli dini eserlerdir, ancak zamanla organum gibi ilk çok sesli teknikler ortaya çıkmaya başladı.kilise dışındaysa Trobadour ve ozanlar sözlü müzik geleneğini sürdürdü.bu çağdan az sayıda besteci adı bilinir; Hildegard von Bingen ve Guillaume de Machaut bunlar arasındadır. Dinsel ve dünyevi bazı eserler el yazmalarıyla günümüze ulaşır.

RÖNESANS DÖNEMİ(15.VE 16.YÜZYILLAR)
Rönesans dönemi, sanat ve müzikte hızlı gelişim dönemiydi. Dini reformlar ve kraliyet mahkemeleri, hem ilahi hem de seküler müziği teşvik etti. Çok sesli eserler, dans müzikleri ve lavta gibi enstrümanlar yaygınlaştı. Matbaanın icadıyla müzik notasyonu standardize edildi ve eserler çoğaldı. Önemli besteciler arasında Thomas Tallis, William Byrd ve Giovanni Palestrina yer alır. Müzik stilleri farklı enstrümanlar için birden fazla parça ve uyum içindeki gelişmelerle daha karmaşık hale geldi. Lavta ve Lut (ud) gibi enstrümanlar günümüz enstrümanlarının ilk versiyonları olarak o dönem yaygındı. Bu dönemin yaratıcılığı, daha önce elle yazılan müzik notasyon biçimlerine standardizasyon getiren ve kopyaların çoğalmasını sağlayan matbaanın icat edilmesiyle daha da hızlandı.



Bir yanıt yazın